Neredeyse hepimiz hatırlarız “Okut, öğret ve nihayet yurda yarar bir insan et!” düsturunu. Bunu düşünerekten; bir kişiden hem alacaklı hem de ona borçlu olunur mu? derseniz cevabı elbette ki öğretmendedir. Geçmişimizi öğretmenlerimize borçlu, geleceğimizi onlardan alacaklıyız toplum olarak. Çünkü hayatın anlam arayışında bir kıvılcım ya da kendimizi gerçekleştirmede bir anahtar olmuştur; hatrımızdan çıkmayan hep o ince ruhlu fedakar öğretmenlerimiz.
İşte bu mesleğin önem ve bilincini uyandırmak amacıyla, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün millet mektepleri başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak bu yüzden kutlanmaktadır. Düşlediğiniz en güzel dilekler bir bir gerçek olsun kucak dolusu sevgi ile, sizlere duyulan güven ve saygıdan ötürü. En güzel günler yetiştirdiğiniz nesille sizde idealinizi bulsun; hem bir ana hem bir baba her şey oldun artık bana dedirten özlü mısralarla...
Belki aramızda olamayanlar var, ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimiz, eğitim şehitlerimiz ve şanlı gazilerimizi hayırlarla yad ediyorum. Bugünse eğitim gerekse öğretimde ortak tasa, biliyoruz ki pandemi kaynaklı. Bunu da gün geçtikçe daha net gözlemleyebiliyoruz ve üstesinden geleceğiz inşallah. Fakat öğretmenlerimiz yine özverili, yine idealist ve ilaveten gönüllü oldukları farklı başlıklar da var.
Her bir emek her bir çaba için müteşekkir olduğumu bir kez daha bilmenizi isterim. Bu duygu ve düşünceler ile bilvesile başarıya giden yolda ilham kaynağımız olan bütün öğretmenlerimizin bu özel gününü, bu zor zamanlarda da öğrencilerine dair evlatlarından ayrı tutmadan gösterdikleri gayret için, yürekten kutluyorum.