30 Ağustos, tutsak ya da bağımsız yaşamak arasında zorlu bir tercihe maruz bırakıldığında Türk milletinin neleri başarabileceğinin, hatta nelerden vazgeçebileceğinin tarihe tescil delili olmuştur. Şöyleki aziz Milletimiz, düşman boyunduruğu altında kalmaktansa, ölümü dahi öldüren üstün bir cesaretle çekinmeksizin ölürsem şehit kalırsam gazi şiarı ile cepheden cephelere ve kurtuluşa koşmuş, ülkenin bağımsızlık ile neslin geleceğine bu inançla sahip çıkmıştır. Nihayetinde de Şanlı Zafer'le birlikte bugün üzerinde özgürce yaşadığımız toprakların ebedi ve ezeli vatanımız olduğu gerçeği bir kez daha Cumhuriyetimizin banisi, Büyük Taarruz’un Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile perçinlenerek tüm dünyaya gösterilmiştir. Bu duygu ve düşüncelerle emanete sahip çıkacağımızdaki aynı itikatla ebed müddet kutsal vatan uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimize Cenab-ı Mevla’dan rahmet diliyor, kahraman gazilerimizi şükranla yad ediyor ve 100’üncü yılında Zafer Bayramımızı gururla onurla kutluyoruz.